Ara Güler Müzesi Ziyareti

Hazırlık sınıfı öğrencileri ile Türk Dili ve Edebiyatı dersinde konu- tema ilişkisini kavramak için bir proje gerçekleştirildi. "1 Fotoğraf 1 Tema" isimli bu projede tüm öğrencilerimiz, kendi kadrajlarından İstanbul’u diğer şehirlerden farklı kılan özellikleriyle fotoğrafladılar ve fotoğraflarını bir tema etrafında adlandırdılar.

Bakmak ve görmek arasındaki ilişkiyi, sanatın iki önemli dalı olan fotoğraf ve edebiyat açısından anlamlandırabilmek adına Ara Güler Müzesini de ziyaret ettiler.

Öğrencimiz Zeynep E.’nin  Ziyaretle İlgili  Yazısı:

Ara Güler’i bilmeyen yoktur kesinlikle. Bundan emin olabiliyorum ancak yazıma giriş yapmadan evvel, kısaca Ara Güler’i kendi gözümden, kendi bakış açıma göre birkaç cümleyle tanıtmak isterim.

Ara Güler; bir fotoğrafçı, bir muhabir, bazen bir yazar, yeri gelince bir tarihçi, hatta belki de bir dedektif. Evet, bir dedektif. Gizemlerini tarihin tozlu sayfalarına işlemiş ve ardında birçok soru işareti bırakmış sayısız ünlü kişi ile yaptığı fotoğraf çekimlerine, röportajlara veya çektiği fotoğraflarda tercih ettiği mekânlara, hatta fotoğraflarının tarihe kazandırdıklarına bakınca, şahsen böyle düşünmemem imkânsız! İşte, sınırları zorlamış, kendi hikâyesini dünyaca tanınır bir şekilde yazmış, kendisini bir foto muhabirinden daha öteye taşımış ve elbette ki 20 ve 21. yüzyıla damgasını vurmuş olmanın yanı sıra, ölümünden yıllar sonra bile kalıcılığı yakalamayı başarabileceğine yürekten inandığım Ara Güler’in ve epeyce çalışmasının anlatıldığı Ara Güler Müzesi…

Öncelikle, Bomonti’de bulunan Ara Güler Müzesi şehir merkezinde olduğundan ve detaylıca gezmesi bile şaşırtıcı şekilde çok uzun zaman almadığından gün içi herhangi bir zamanda bile gezilebilecek bir müze. Kesinlikle görülmeye değer olduğunu düşündüğüm ve ilk defa bu sene okulumun düzenlediği bir gezi sayesinde ziyaret etme imkânı bulduğum bu müzenin binasının da en az içeriği kadar ilginç olduğunu söylemek mümkün. Osmanlı’dan kalma tarihi bir bira fabrikasının binasında olan sergi, insanı, adımını içeri atar atmaz etkileyen bir ambiyansa sahip. Sergideki aydınlatma ve binaların tuğla duvarlarla çevrili olmasına rağmen sağlayabildiği ferahlığı da göz önünde bulundurduğumuz zaman; müze, kesinlikle serginin uyandırdığı hisler ile uyumlu olmak için titizlikle hazırlanmış. İçeride, Ara Güler’in çekmiş olduğu birçok fotoğraf bulunuyor. Bu fotoğrafların çoğu tanıdık kişilere ve aşina olduğumuz mekânlara ait. Ayrıca içeride Ara Güler’e ait fotoğraf makineleri, bazı maketler ve küçük notlar bulunuyor. 

Kısacası fotoğrafçılığa ilgi duyan duymayan herkesin dikkatini çekebilecek bir müze olduğunu ve özellikle, Ara Güler gibi usta bir sanatçının burada olabilecek en iyi şekilde, hatta kusursuz bir biçimde yansıtıldığını düşünüyorum. Peki, neden mi? Çünkü, tarihe meydan okuyan ama aynı zamanda günümüzün çağdaşlığıyla da harmanlanmış ikonik bir binada, tarihle saklambaç oynamış ama öte yandan da yaşadığı günden de geri kalmamış çok özel bir sanatçıya ait, tarihi hapsetmiş ama bu tarihi olduğu yerde durması yerine günümüze olabilecek en titiz biçimde taşıyan bir müzeden bahsediyorum.

X