Bitmeyen Sevginin Adı : Atatürk

Atamızın aramızdan ayrılışının 80. yıldönümü

O’nsuz geçen 80 yıl ! Eseri; yoktan var ettiği tam bağımsız bir devlet; demokratik ilkelere bağlı laik bir toplum. Atatürk sayesinde Türkiye Cumhuriyeti uluslar arası toplumda hak ettiği yeri almış saygın bir devlet haline geldi. Saint Benoît ailesi olarak Atatürk’ü saygı ve özlemle andık. Ulusal varlığımızın temeli, çağdaş uygarlık yolumuzun ışığı yüce önderimiz Atamızın ilke ve inkılaplarına bağlılık sözü verdik.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü şöyle tanımlıyor :

Atatürk, uluslararası anlayış, iş birliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur.

10 Kasım 2018. Atamızın aramızdan ayrılışının 80. yıldönümü. O’na özlemle geçen 80 yıl. Cumartesi sabahı saat 08.30’dan itibaren öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, velilerimiz ve mezunlarımız büyük avluyu doldurmaya başladı. Öğrenci Meclisi üyelerimiz okul kapısından içeri girenleri karşılayıp özel hazırlanmış rozetleri takarken fonda Atatürk’ün sesi duyuluyordu. Atatürk’ün çeşitli ortamlarda yaptığı konuşmalara ait ses kayıtları bizleri sanki O hiç ölmemiş gibi heyecanlandırdı.  Tören Okul Müdürümüz Pierre Gentric ile Türk Müdür Başyardımcımız Serhat Yalamanoğlu; Okul Öğrenci Meclisi Üyeleri, Mezunlar Derneği Temsicileri ve Okul Aile Birliği Üyelerinin Atatürk büstüne çelenk koyması ile başladı. Saat tam 9.05’te sivil savunma sirenleri, gemi düdükleri ve otomobil kornalarının tüyleri diken diken eden sesleri arasında saygı duruşunda bulunuldu. Tüm semti kaplayan sesler adeta Atamızın öldüğü gün gözyaşı döken vatandaşların feryatları gibiydi…

Saygı duruşunun ardından söylediğimiz İstiklal Marşı’nı okul müdürümüz Pierre Gentric’in konuşması izledi. Atatürk’ün ilkelerine değinen M. Gentric O’nun kişisel tarihinin Türk halkının tarihi ile nasıl iç içe geçtiğini anlattı.  

« Yapılması gerekenler Mustafa Kemal Atatürk’ün ulus programına alıp, bu programda biçim ve anlam bulan ve enginlik kazandırarak büyük bir güç ile Türk ulusuna aktardığı derste yer almaktadır. Mustafa Kemal Atatürk bu dersi bizzat yaşamış, içine sindirmiş ve diğer uluslara da aktarmıştır. Bu yüzden de şöyle demiştir :
« Yurtta barış, dünyada barış »
Kişisel veya bireysel geçmişlerin birbirleriyle kesişip ulusal Tarih ile iç içe girdikleri gibi ulusal tarihler de birbirleriyle kesişip büyük İnsanlık Tarihi ile iç içe girerler. Bu en büyük Tarih benim olduğu kadar sizin de Tarihinizdir. Temelleri, yiğit ve özgür halklarına duyulan sevgi, güven ve umutla oluşturulan ve yiğit ve özgür uluslardan meydana gelen, aydınlık insanlar tarafından ortaya çıkarılan bir eser.
Mustafa Kemal Atatürk kendi tarihini sizinkine dönüştürmüştür, bundan böyle miras bıraktığı eseri sürdürmek ve devam ettirmek için size düşen kendi tarihlerinizi onunkine dönüştürmektir. »

Daha sonra söz alan Okul Türk Müdür Başyardımcımız Serhat Yalamanoğlu ise Atatürk’ün kendi sözlerinden alıntılarla Türk toplumu için çizmeye çalıştığı geleceği anlattı :

« 1935’te şöyle demişsiniz: “Özel çalışma ve teşebbüsü esas tutmakla beraber mümkün olduğu kadar az zaman içinde milleti refaha ve memleketi bayındırlığa ulaştırmak.” Ve şöyle devam etmişsiniz: “Yurttaşların kişisel ve sosyal hürriyetleri, eşitliği, dokunulmazlığı ve mülkiyet haklarını saklı tutmak önemli esaslardandır. Bu hakların sınırı devlet varlığı otorite sınırı içindedir.”
Tüm bunların akılla ve bilgiyle mümkün olduğunu usanmadan hep söylediniz. Önce de, sonra da.. Örneğin 1930’da “Yolunda yürüyen bir yolcunun yalnız ufku görmesi yeterli değildir. Muhakkak ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi lazımdır” demiştiniz. Ufkun ötesini görmenin ancak ve ancak kültürle mümkün olduğunu biliyordunuz. 1936’da: “Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek, zekayı eğitmektir” diyerek kültürün ne büyük bir güç olduğunun altını önemle çizdiniz. »

Törende daha sonra okulumuz öğrenci meclisi başkan yardımcısı Gökhun, söz aldı.

« Türk gençliği olarak özgürlüğün, bağımsızlığın, egemenliğin, cumhuriyet ve devrimlerin yılmaz bekçileriyiz. Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize, namus ve şeref sözü verir, kendimizi büyük Türk ulusuna adarız. »

diyerek öğrenci meclisi adına anlamlı bir konuşma yaptı.

Hazırlık Sınıfı öğrencilerinin Türk Dili ve Edebiyatı dersinde yazdığı “Atatürk’e Özlem” konulu mektupların arasından edebiyat öğretmenlerinin seçtiği mektubun sahibi Hazırlık sınıfından Asya törende bu güzel mektubu okudu.

Okulumuz öğrencileri tarafından seslendirilen Atatürk  şiirlerinin ardından törenimiz sona erdi.

X