Jacques Lacan Sempozyumu: Aşk ve Nefret

Psikanaliz Araştırmaları Derneği

Aşk ve nefret daima insanları ilgilendirdi. Bunun basit ama bir o kadar da sağlam bir nedeni var, çünkü herkes bu ikisini değişen oranlarda yaşıyor.
Genel olarak insanlar için aşk hayatı daha çok şikâyet konusu oluyor. Âşık olamamak da bir dert olarak görülebiliyor, şıpsevdi olmak da. Karşılıksız aşk başka bir şikâyet konusu ya da aşkın bütün engellere rağmen uzun ömürlü olup olmayacağı da. Nefret ise kişinin daha çok kendisine saklamak isteyeceği bir şey, mümkünse dışa vurmak istemeyeceğimiz bir duygu. Ama bazen bu mümkün olmuyor, sınırlar aşılıp dışarıdan görünür hale gelebiliyor.

Aşk ve Nefret

Freud aşktan bebeğin ona bakım verenlere, en başta da annesine, duyduğu yakınlık bağlamında bahsetmişti. Sonra erkeklerin aşk alanında kadınları nasıl değersizleştirdiklerinden dem vurmuştu. Aşkı -ya da isterseniz sevgiyi- bakımla, ideallerle ya da başka insanların sahip olduklarıyla ilişkilendirmişti.

Lacan’ın tutumu ise dikkate değer bir yön değişikliği içeriyor. Çünkü o psikanalize o güne dek psikanalizde olmayan bir “tutku teorisi” getirdi. Tutku, felsefede ve hatta teolojide mevcuttu, ama psikanalizde değil. Lacan neden tutkuyu psikanalize dahil etti?

Malum olduğu üzere Lacan üç tutku tanımlamıştı: Aşk, nefret ve cehalet. Lacan’ın getirdiği en büyük farklılık cehaleti bu üç temel tutkuya eklemesinde.

Lacancı anlamda cehalet nedir?

Aşkın ve nefretin bir arada ele alınması çoğumuza garip gelmeyecektir. Lacan neden başka tutkular değil de bu üçünü seçmişti? Oysa, malum olduğu üzere, bu sayıyı çoğaltmak mümkün.

Lacan aşkın biz de olmayanı vermek istemek olduğunu söylediğinde aslında Aristoteles’in aşk tanımına karşı çıkmıştı: “Nasıl olur da bizde olmayan bir şeyi bir başkasına verebiliriz?” Bu bizde olmayan meselesi kastrasyona, eksikliğimize gönderme yapıyor. Eski Yunan’dan beri, hatta daha öncesinden bu yana, filozoflar tutkularla ilgilendiler. Tutkular yakın zamana kadar insana engel olan bir ateşlilik, aklın yerinden oynaması, muhakemenin bozulmasıyla bir arada ele alındı. O halde, onları tedavi mi etmek gerekiyordu? Tutkulu olmak sadece ateşlenmiş aşık, nefret dolu ya da cehaletle çalkalanan kişilere mi özgü? Bu bir derece meselesi mi? Biraz nefret etmek kabul edilebilirken, aşırı nefret etmek mi sorun teşkil ediyor? Âşık olmak hoş karşılanırken, sadece bir kişiye, delicesine âşık olmak mı işlerin yolunda gitmediğine işaret ediyor?

Aşk ve nefret faydalı tutkular mı? Bir işe yarıyorlar mı? Lacan’ın bir neolojisi olan hainamoration ne demek?

İşte bu sempozyumda yukarıdaki sorulara ve daha pek çok başkasına yanıt vermeye çalışacağız.

Saint Benoît Lisesi’nde Lacan Sempozyumu

Lacan Sempozyumu 2019, 12 Ekim 2019 Cumartesi günü Saint Benoit Lisesi’nde Psikanaliz Araştırmaları Derneği, Saint Benoît Lisesi ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin işbirliğiyle düzenlenecektir.

Saint Benoit Lisesi 2015’ten beri psikanaliz ile yakından ilgili klinisyenleri, birçok farklı alandan gelen katılımcıyı ve psikanalistleri Lacan Sempozyumunda ağırlamaya devam ediyor ve bu tartışmalara ev sahipliği yapıyor.

Bu sene beşincisi düzenlenecek olan “Aşk ve Nefret” üzerine olan Lacan sempozyumu psikanaliz ve felsefe açısından bu iki tutkuyu ele almayı amaçlıyor.

Konuşmacılar

Elisabete Thamer: Klinik psikolog ve psikanalisttir. Doktorasını Paris IV Sorbonne Felfese bölümünde yapmıştır. EPFCL- Fransa üyesi psikanalisttir. Paris’te çalışmalarını sürdürmektedir.

Idan Oren: Klinik psikolog ve psikanalisttir. Tel-Aviv Forumu üyesi psikanalisttir. Tel-Aviv Forumunda eğitmendir ve çalışmalarını Tel-Aviv Üniversitesinde sürdürmektedir.

Anna Wojakowska-Skiba: Klinik psikolog ve EPFCL üyesi psikanalisttir. Varşova Forumu kurucu üyesidir.

Ferda Keskin: İstanbul Bilgi Üniversitesi, Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü öğretim üyesi.

Zeynep Talay: İstanbul Bilgi Üniversitesi, Kültürel Çalışmalar Bölümü öğretim üyesi

Ceren Korulsan: Psikiyatrist, Psikanaliz Araştırmaları Derneği kurucu üyesi, IF-EPFCL üyesi.

Özgür Öğütcen: Psikiyatrist, Psikanaliz Araştırmaları Derneği kurucu üyesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi, IF-EPFCL üyesi.

Oğuzhan Nacak: Psikolog, Psikanaliz Araştırmaları Derneği kurucu üyesi, IF-EPFCL üyesi.

Rezervasyon

Kayıt için gerekli bilgileri psikanalizarastirmalari@gmail.com adresinde bulabilirsiniz.

X